3 Aralık 2015 Perşembe

Batı Karadeniz Macerası - Deniz Tarafı

2015 yılında ailecek leyleği havada gördük. Gerçekten gördük. Hatta videolarını fotolarını da çektik. Karşılığında da bu yılı sürekli gezerek geçirdik. Blog'a çok sık yazamadığım için Temmuz ayında tamamlanan Batı Karadeniz turumuzun deniz tarafı maceralarımızı ancak yazabiliyorum. Bundan sonra başka maceralarımız da oldu elbette. Dedim ya 2015 çok gezmeli bir yıl bizim için. 

Kara tarafı maceramız Taşköprü'de kalmıştı. Taşköprü'den ayrılıp Boyabat üzerinden yunus Aydın'ın memleketi Gerze'de denize kavuştuk. 

Boyabat Kalesi

Yunus Aydın'ın memleketi Gerze

Daha sonra Sinop'a geçip, ilk olarak tarihi ceza evini ziyaret ettik. 






Norveç fiyordlarını aratmayan İnceburun'u da gördükten sonra gün batımında Hamsilos'a yetiştik. 

İnceburun Feneri
İnceburun

Hamsilos

Hamsilos


Akliman 

Geceyi Ayancık Sahilindeki otellerden birinde geçirdik. Ayancık sahilinde Karadeniz'de denize girmek için ideal yerlerden biri. Ayrıca gecesi de gündüzü de çok hareketli. 

Ayancık

Ayancık

Sabah Ayancık'tan yola çıkıp kıyıdan önce Abana'dan geçtik. Ardından Evrenye denilen bir yere geldik. Burada sahilden ayrılıp dağlara doğru çıkıp tarihi bıçakçılarn olduğu Dibek Köyünü bulduk. Bu köy eski usullerle bıçak yapımı ile ünlü. Elbette bir kaç tane el yapımı bıçak aldık. 

Abana

Evrenye 

Evrenye Köy Kahvesinde Çay Molası

  
Tarihi Dibek Köyü

Eski usül bıçak yapımı

Yolumuz uzun ve meşakkatli olduğu için fazla oyalanmadan devam ettik. Sonraki durağımız kutu gibi aşı boyalı evleriyle İnebolu. 

İnebolu

İnebolu merkezinde acayip trafik var. O nedenle en güzeli yaya gezmek. Öğle yemeği için meşhur odun ateşinde döner yiyelim dedik ama maalesef tüten odunların kokusundan yediğimizden fazşa bir tat alamadık ve kendimizi lokantadan dışarı zor attık. 

İnebolu. 

 İnebolu'dan sonra yapılması gereken en akıllıca şey Kastamonu'ya kadar aşağı inip yola karadan devam etmek. Yok illa bizim gibi sahil yolundan gideceğiz derseniz uçsuz bucaksız hissi veren virajlar denizine, istifra molalarına ve 50-60 km yolu 6 saatte almaya gönüllü olmanız gerek. Çünkü yol İnebolu'dan Cide'ye kadar dağlardan tek şerit ve bol virajlı olarak devam ediyor. Tamam manzaralar harika, bir kereye mahsus yapılabilir. Ama yine yapar mısın diye sorsalar kesinlikle yapmam derim. Cide'ye ulaştığımızda ailecek telef olmuştuk. Ama yine de bu yolu çekmemize sebep olan Gideros Koyu'nu görünce bütün sıkıntılarımızı unuttuk. 


Gideros Koyu

Gideros 


Gideros

Gideros'ta ki küçük pansiyon kafe tarzı yerde verdiğimiz kahve molasın ardından yine yola düştük. Amasra'ya ulaştığımızda hava kararmak üzereydi. Hızlı bir kasaba turundan sonra Amasra'nın eşsiz gün batımı manzarasını seyretmek için şehir çıkışına yöneldik.  


Amasra 

Amasra

Amasra'dan sonra ufak tefek molalarla İstanbul'a ancak gece yarısı ulaşabildik. Çok yorulduk ama çok da güzel yerler gördük, güzel yemekler yedik, güzel insanlar tanıdık. 

Herkese şiddetle tavsiye ederim.