8 Haziran 2015 Pazartesi

Cuba Macerası - Varadero, Santa Clara, Trinidad, Cienfuegos


Mayıs sonu Haziran başı Cuba'da kapsamlı bir tur yapma fırsatı buldum. Bu turu yapan şanslı kişilerden biri sayılırım çünkü 29 Mayıs tarihinde Amerika Cuba'yı terörist ülkeler listesinden çıkardı. Bu da Amerikan şirketlerinin artık el altından değil açık açık Cuba'yı istila edeceği anlamına geliyor. 

Ben Cuba çok fakir ama insanlar mutlu falan demeyeceğim. Çok fakiri de var az fakiri devar ama zengin görmedim. Üstü başı yırtık ama, ingilizce konuşuyor mesela. Bisiklet taksi yapan adamın oğlu spor salonunda box çalışıyormuş mesela. Eğitim ve sağlık konusunda kaygıları yok. Mutlusu da mutsuzu da var elbette. Cubalılar için 1-2 USD çok önemli paralar. Maaşları aylık 20 usd civarında ama taksiciler, restaurant sahipleri (ki bunlara paladar deniyor) , otel - pansiyon (partiküler) sahipleri, iyi sanatçı ve iyi sporcular o kadar da fakir değil. Mesela Havana'da en kısa mesafe 10 usd.  

Turiste oldukça pahalı bir ülke Cuba. 1 CUC = 1 USD ve bir Cubalı 1 CUC'ye bir turistin yaptığı harcamanın 25 katını yapabiliyor. Yani CUP denilen ve sadece Cuba'lıların kullandığı para birimi, CUC'nin yani turistlerin kullandığı para biriminin 25'te biri. Kısaca bize pahalı bir ülke. Ayrıca her şey para. Kazara fotoğrafını çektiğiniz birinden para vermeden kurtulmanız mümkün değil. Ama bunları olumsuzluk olarak görmemek gerek. Bu pazarlıklar genelde neşeli çünkü insanlar saldırgan değil. Cuba her anlamda güzel bir ülke. 

Biz önce Havana'ya indik fakat şehre girmeden kuzeyde Bahamalar tarafında bulunan turistik bölge Varadero'da geçip 2 gece Paradisus Otel'de kaldık. Böylece yol yorgunluğumuzu da atmış olduk çünkü aktarmalar beklemeler derken neredeyse 15-16 saat yol yapıyorsunuz. Varadero cennetten bir köşe, bölge biraz Antalya'yı çağrıştırıyor ama etraftaki adalar tamamen tropikal ve eşsiz. 

İlk gün katamaran ile Cayo Blanko'ya (boş-insan yaşamayan ada) gittik. Yolda şnorkelle deniz alti manzarası seyredip yunus balıklarıyla beraber yüzdük. Tüm gün güneş deniz derken pancar gibi olan arkadaşlar da oldu elbet. Ben 50 korumalı güneş koruyuculardan vazgeçmediğim için ucuz atlattım. Fotolar aşağıda fazla söze gerek yok, işte size cennet.


Paradisus'tan gün doğumu


Cayo Blanko


Yunuslar

Cayo Blanko

Cayo Blanko



Paradisus'a gece çökerken

Ertesi gün Varadero'dan yola çıkıp Che'nin mozolesinin bulunduğu Santa Clara'ya ulaştık. Küçük bir gerilla grubunun başında iken 9 Ekim 1967’de Bolivya’da yaralı olarak yakalanıp infaz edilen ve 30 yıl sonra bulunan cesedinin getirilerek defnedildiği Che Guevera'nın mozolesini ve “El Che” nin ünlü veda mektubunun çivi yazısı ile yazılmış anıtını gördük. 

Ardından Cuba devriminin son savaşının yaşandığı şehir merkezine geçtik ve Batista Hükümeti’nin devrimci gerillaları durdurmak için gönderdiği ordu birliğini taşıyan zırhlı trene yapılan saldırının izlerini Zırhlı Tren Müze Parkı’nda gördük. Savaşın en ateşli kısmının geçtiği Parque Vidal’da bulunan çok kötü bir yeşile boyalı eski Hilton Oteli üzerinde hala kurşun izleri duruyor. Renge gıcık olan sıkmış sanki. 


Eski Hilton Oteli. Ben de kurşunlardım bu rengi valla :)




Bu akasya cinsi ağaç hemen her yerde var. Adı Flambouyan (yada öyle bir şey) 


Santa Clara Meydan

Cuba'da sallanan sandalyesiz olmazzz.


Meksika gibi şeker kamışını çok kullanan bir ülke Cuba. Şeker kamışı toplayanları izledikleri kule

Santa Clara'dan sonra Trinidad'a ulaştık ve Brisas Trinidad Oteline yerleştik. Trinidad Cuba'nın Karayip Denizi sahillerinde bulunuyor. Bana Sevilla ve Granada gibi İspanyol şehirlerini anımsattı . Koloniyal dönem mimarisinin  en iyi korunmuş örnekleri var Trinidad'da ve UNESCO Dünya Kültür  Mirası listesinde bulunuyor. Taş sokaklarında yürürken eski zamanlara yolculuk yapmış gibi oluyor insan. Canchanchara adında Trinidad'a has limon suyu, bal ve Rom karışımı bir içecekleri var. İçecekleri önce alkolsüz yapıp isteğe göre içine rom ekliyorlar. 

Trinidad'daki otelimiz çok ilginçti. Öncelikle her yerde minik kırmızı yençeçler vardı. Bir de deniz kıyısında ilaç yüzü görmemiş minik sinekler. Bu sinekler ısırdı mı 10 gün devam ediyor insan kaşınmaya. Ben döneli 1 hafta oldu hala kaşınıyorum. 



Trinidad'a karanlık çökerken

Paladar Cubita

İstakoz yemekten bıkılır mı acaba?

Trinidad Gecesi

Brisas Otel


Karayiplerde gün doğumu


Otelin cani sinek dolu güzel plajı. Hala kaşınıyorum. 

Trinidad

Müzik heryerde.


Bu yıl Trinidad'ın kuruluşunun 500. yılıymış


Sokaklar

Amcayla gölgede yorgunluk gideriyoruz. 

Klasik bir Cuba manzarası

Trinidad'dan sonra Cienfuegos Bölgesine geçtik. Santa Clara'ya benzeyen bir meydanı ve meydana açılan dar sokakları olan bir yerleşim yeri. Bu sokaklar hediyelik eşya satan tezgahlarla dolu. Güzel bir yer.    

Cienfuegos - De Valles Palace

Cienfuegos - De Valles Palace


Cienfuegos

Trinidad'dan sonra dört gün kalacağımız Havana'ya ulaştık. Bunun için harika manzaralar eşliğinde 3,5 saat otobüs yolculuğu yapmamız gerekti. Havana yazısı daha sonra gelecek.  



Sanki Lost'un çekildiği ada

Ben daha önce hiç bu kadar güzel bulut görmemiştim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder