26 Aralık 2012 Çarşamba

Devir Değişti

Annem anlatır ben iki üç yaşlarındayken bir akide şekeri verene, yere yan yatıp, bacağımı kaldırıp bale gösterisi yaparmışım. O zamanlar kamera TRT'de bile olmadığı için bu gösterilerim kayıt altına alınamamış maalesef. Baleye ilgim taa o zamanlardan başlıyor yani. Gören de beni balerin sanacak, hiç alakası yok. Gerçi   5 yaşıda başladığım ve ilkokulun sonuna kadar süren 7 senelik bir balerinliğim oldu ama sonra hoca bacağını kırdı, ben baleyi bıraktım. Ne alaka dimi ? Eee çocukluk işte. 

Şimdi baleyle ilişkim sadece izleyici seviyesinde. Hala çok severim o zarif hareketlerle ordan oraya uçuşan balerinleri seyretmeyi. Az çok da hatırlarım o zerafetin altında yatan ızdırbı, o minicik ayakların girdiği abuk sabuk şekilleri.   

Belki de bu nedenle Cimcimemi baleye göndermek gibi bir isteğim yok. Ama belki tiyatrocu olabilir. Biz gösterilerini kayıt altına almaya başladık. Belki de bir yıldız yetişiyordur bizim evde. Kim bilir?



18 Aralık 2012 Salı

İstila

Evimiz küçücük bir tatlı cadı tarafından istila edilmiş durumda. Cimcime yanımızda yattığında aynı aşağıdaki karikatürdeki gibi bir durum ortaya çıkıyor. Kendi yetmezmiş gibi bir de tavşanı getiriyor yatağa.


Diğer odalarda da durum çok farklı değil. 


Mama sandalyemiz mutfağın baş köşesinde. Ve üzerinde yemek yerken okuduğumuz kitaplar.


Mutfak masasında oyuncaklar ...


Mutfağın genel hali. Farkettiyseniz bize sandalye yok .


Eskiden salon denilen oda 



Orta sehpada limoges bibloların yerine duran yeni süsler ...

Bazen ağlamak istiyorum. 

Not : Çekimleri sabahın köründe işe gitmeden önce çektim. Yani evin en derli toplu hali bu. 

13 Aralık 2012 Perşembe